Sağlık
Hayvanlar & Evcil Hayvanlar
Timsah gözyaşı
Timsahlar gerçek mânâda gözyaşı salgılarlar; fakat bu yaşlar, sevinç ve üzüntü gibi hissî bir sebebe bağlanamaz. Öyleyse yapmacık pişmanlığı sembolize eden ‘timsah gözyaşı dökme’ deyimi nereden gelmektedir? Bu tâbirin tam olarak ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı konusu tartışmalıdır.
13. yüzyılda Fransa’da yaşamış Barthelemous Anglicus adındaki bir rahibin ‘Tabiat Bilimleri Ansiklopedisi’nde bu deyimle alâkalı olarak şu bilgilere yer verilir: “Bir timsah, su kenarında öldürdüğü bir adamın üzerine gözyaşını döker ve onu hemen yutar.” C. A. Guggisberg, bu tâbirin 14. yüzyılda yazılan ‘Sir John Mandeville’nin Seyahatleri’ adlı eserdeki insan yiyen, gözleri yaşlı timsah resimleri sayesinde yayıldığını belirtmektedir. İnsanların büyük çoğunluğu tarafından 1700’lü yılların başlarına kadar timsahların avını yerken üzüntüsünden gözyaşı döktüklerine inanılırdı.
Yakın zamanda bu söylentinin temelini araştıran George Johnson, soğan-tuz karışımını timsahların gözlerine bir müddet uyguladıktan sonra, bu yaygın inanışın asılsız olduğunu ileri sürdü. Johnson’un araştırma yaptığı sıralarda, bir nöroloji uzmanı olan F. A. Bogorad, insanlarda tükürük bezlerine giden parasempatik sinirin bazı liflerinin doğuştan gözyaşı bezleri ile irtibatlı olduğunu, bu kişilerin yemek yerken gözyaşı döktüğünü buldu ve bu duruma ‘timsah gözyaşı sendromu’ adını verdi. Bogorad bu tıbbî vak’ayı açıklamak için, pararefleksler teorisini kullandı.
Evrimcilerin yanlış bakış açılarıyla şekillenen bu görüşe göre, insan gibi daha yeni evrimleşmiş(!) canlılardaki bozukluklar, güya eski atalarından intikal etmiş arızalardır. Ancak bu görüş diğer hastalıklar açısından da incelendiğinde, hiçbir zaman ilmî bilgilerle desteklenerek doğrulanamamıştır.