Felsefe & İnanç
Tarih
3 Kere Tahtaya Vur
Basimiza kötü bir sey gelmesini istemedigimiz ya da iyi olan bir durumun kötüye dönüsmesini istemedigimiz zamanlar tahtaya üç kere vuruyoruz. Hatta bunu yaparken “Allah korusun, Seytan kulagina kursun” gibi terimler kullaniyoruz.
Tahtaya vurma olayi çok eskilere, agaçlara tapma dönemlerine kadar uzaniyor. En eski olarak Milattan önce 2000’li yillarda Kuzey Amerika yerlileri ve Helen uygarliginda görülüyor. Aslinda birbirleri ile alakasi olmayan bu iki uygarlik ayri ayri olsa da ayni olayi gerçeklestiriyorlar. Mese agacina çok sik yildirim düsmesi iki uygarliginda dikkatini çekiyor. Helenler mese agacinin yildirim tanrisi olduguna kanaat getirirlerken, Kuzey Ameri yerlileri ise tanrinin yildirimla yeryüzüne inerek mese agacinin üzerine oturduguna inanmaya basliyorlar.
Bu inanç dogrultusunda da tanrinin onlara yakin oldugunu, agacin köküne vurduklarinda tanrinin onlari duyacagini düsünüyorlar. Kötülüklerden korunmak, yardim istemek için agaca vurmaya basliyorlar. Tahtaya vurma gelenegini ortaçagda Hristiyanlar Hz.Isa tahta çarmihta öldürüldügü için tahtaya vurarak ona ve tanriya ulasacaklari düsüncesi ile degisime ugruyor.
Tahtaya vurma inanci bütün kültürlerde yerini aliyor. Ancak mese agaci disindaki agaçlar da bunun için kullaniliyor. Hatta bizler de hangi agaçtan yapildigina bakmaksizin kötü bir durum konusurken basimiza gelmemesi için buldugumuz en yakin tahtaya vuruyoruz. Sadece neden üç kere vurulduguna dair bir bilgiye ulasamiyoruz. Onu da üç sayisinin kutsalligi ile bagdastirabiliyoruz.