Aklimizin bazi tabirleri anlamaya baslamasindan itibaren siklikla duydugumuz bir tabirdir “günah keçisi”.

Sonunun iyi gitmeyecegi bilinen islerin birine yüklenmesi, baskalarinin yaptigi seylerin sonucunu veya cezasini bir baskasinin çekmesi anlaminda kullanilir. Küçükken sokakta oynadigimiz zamanlarda yapilan yaramazliklar söz konusu oldugunda annemizden ya da babamizdan siklikla duydugumuz “günah keçisi sen olma sakin” lafini hayatimizin her alaninda da duymaya ve kullanmaya devam ederiz.

Genel olarak bu inancin, Hz. Isa'nin meshur son yemegindeki havarilerin sayisindan kaynaklandigi sanilsa da, kökü çok daha eskilere mitolojik tanrilarin yasadigina inanilan çaglara, Iskandinavya topraklarina kadar gider. O zamanlarda isik ve güzellik tanrisi Balder bir ziyafet verir. Balder Vikking'lerin meshur tanrisi Odin ile Frigga'nin ogullari olup, ay kraliçesi Nanna'nin da esidir. Bu ziyafete 12 kisi davetli iken, yalanlarin ve hilelerin tanrisi Loki, davetli olmadigi halde, zorla 13. kisi olarak katilmak ister. Ancak bu arada çikan tartismada, Loki diger tanrilar tarafindan da çok sevilen Balder'i öldürür

Kayıp On Kabile, on iki kabileden oluşan İsrailoğullarının kaybolan on kavmi için kullanılan bir terimdir. Musevilik inancına göre İbrahim peygamberin torunu ve İshak peygamberin oğlu Yakup'un dört farklı eşten 12 oğlu (ve bir de kızı) vardır.

Bu 12 oğuldan doğan nesil 12 kabilelik İsrailoğullarını oluşturur. MÖ 930'da bu kabilelerin on tanesi Kuzey İsrail Krallığını ve Yehuda ile Bünyamin kabileleri Yehuda Krallığını oluşturmuştur. MÖ 720'de Asurluların kuzeydeki İsrail Krallığını fethetmesiyle burada yaşayan on kabile tarih sayfalarından silinmiştir. İnanışa göre bugünün Yahudileri Yehuda Krallığı'ndan yani kaybolmayan iki kabilenin (Yehuda ve Bünyamin) neslinden gelmektedir

Sadece duyu organlari araciligiyla dis dünyanin açiklanma biçimidir. Bu bilginin olusumunda denemelerin, tecrübelerin ve gözlemlerin etkisi büyüktür. Belirli bir yönteme dayanilarak kazanilmis bir bilgi degildir, genel geçerliligi de yoktur. Örnek: birkaç yesil elmanin eksi oldugunu görünce; "elmalar eksidir" genellemesine ulasilabilir.

    Subjektiftir.
    Sonuçlari kesin degildir.
    Nedensellik ilkesine dayanmaz.